31 Ocak 2015 Cumartesi

İlginç Minik Dost: KAPLUMBAĞ

  Merhaba arkadaşlar. Size bugün minik arkadaşlarımızdan söz etmek istedim. Çoğu insanın evde ilgilenip vakit geçirmek istediği evcil hayvanı vardır. Kuş, kedi, köpek, balık ve hatta sürüngen ve eklem bacaklılar gurubuna giren fakat sevimli bulduğumuz hayvanlara bile yer ayırıyoruz. Bunlara örnek kaplumbağa, bukalemun, iguana, yılan, kertenkele; değişik böcek türleri, tarantula vb. giriyor

   Bu gün size bu minik dostlarımızdan biri olan su kaplumbağalarından bahsetmek istiyorum. (Ben çok severim bu minikleri ama Buse bu hayvanları benden çok çok daha fazla sever :)) Bizim çoğunlukla evlerimizde bulundurduğumuz bir tür olan kızıl yanaklı su kaplımbağası bazı insanlara her ne kadar tiksinç gelse de bence çok sevimliler ya sizce de değil mi?
Bazı insanlar sevmeye bilir tamam hani sürüngen türünden korkarsın lafım yok da "bu ne be bakılır mı bu yaratığa" dedikleri zaman bende şarterler atıyor. Arkadaşım sana ne. Zevk benim zevkim hayvan benim hayvanım sonuçta. Sana hayvanı zorla mı verdim, baktırmak için işkence mi yaptım? O da bi canlı hitaplarımıza biraz dikkat edelim lütfen sevmiyorsan uzak dur geç.

 Her neyse şimdi kızıl yanakların (ismi çok sevimli değil mi?) özelliklerine. Öncelikle ismini yanaklarında ki turuncu sarı veya kırmızı tonlarındaki lekelerden almaktadırlar ve iyi koşullarda bakıldığı zaman bi otuz yıl yaşayabilerler.


Hayvanlarınız ölünce üzülüyorsanız kızıl yanaklardan alabilirsiniz . Sizi ve ortamını sevdiği sürece uzun yıllar sizi bırakmaz fakat bu hayvanlar biraz nazlı olabilyorlar. Eğer onları küstürürseniz hiç bir şey yemeyerek veya akvaryumdaki adacıklarından suya inmeyerek kendilerini iyice kurutup intihar edebiliyorlar. Yani bunların da psikolojileri önemli iyi davranın onlara. Sonra bu hayvanların boyu ilk yıl 5-6 cm iken beş yılın sonunda dişiler 17 erkeklerde 13 cm olup kiloları da 1.5 kg yi bulabiliyor ve bu yüzden insanlar fazla büyüdüklerine kanaat getirince onları denizlere göllere salıyorlar ve ben buna karşıyım. Ya hiç alma ya da alınca bırakma sonuçta o hayvanlar hazır hayata alışmış ne kadar uyum sağlatabilir ki dış ortama. Annem de biz ne  yapıcaz diye soruyor ama ben bırakmak istemiyorum. Bırakırsam da botanik parka bırakıcam orada içim rahat eder başka bir yer olmaz. Siz de düşünüyorsanız kırmızı yanakların da bulunduğu bir botanik parka bırakabilirsiniz.
Bakırköy botanik parkta kocaman havuz içinde sayılamayacak kadar her boydan kızıl yanak vardı

 Neyse ben size bu hayvanların biraz yeme alışkanlıklarından da bahsedeyim bunların kurutulmuş çeşitli yemekleri var ama alırkan hayvanınızın sevdiği ve mümkünse kokusuz olanlarından almanızı tavsiye ederim. Çünkü inanın o yemler bütün evi kokutabiliyor. Daha sonra kurutulmuş kurtçuklar satılıyor ama bizimkisi nedense tadına bile bakmadı korkuyor ve suya attığımda onlardan en uzak noktaya kaçıyor :)). Ve çiğ ete asla hayır demezler. Ben dışarı çıkıp bizimkini mutlu etmek için solucan aradığımı bilirim . Önüne attığımda spagetti gibi yemişti hayvanı. Şimdi belki bazıları ıykk yapıyor ama o hayvanın da ihtiyaçları var sonuçta. Her zaman büyük balık küçük balığı yer. Ve bir de kaplumbağanıza çiğ et verebilirsiniz fakat taze olması gerek buzluktan çıkmalar tavsiye edilmiyor ki bizimkisi de yan gözle bile bakmadı ete.

 Hani herkes kaplumbağaları sessiz bilir ya işte o konuda yanılıyorsunuz. Kaplumbağalar aslında ses çıkarır ama çok dikkatli dinlemek gerek. Bi yerden ses duyabilirsiniz ama onun kaplumbağadan olduğunu anlamayabilirsiniz.
 Bu bizim ufaklık gerçeği kocaman oldu :)

 Kaplumbağalara bakarken suyunun ılık olmasına dikkat etmelisiniz bu hayvanlar soğuk kanlıdır fakat sıcak ortamı severler soğuk ortamda kış uykusuna yatıpta pek bir şey yemezler. Yani soğuk havalarda hayvanım yemeden içmeden kesildi diyerek korkmayın gayet normal bir durum ama sıcak tutmaya özen gösterirseniz bence daha iyi olur.

 Kaplumbağa bakımında diğer bir konu ise arada bu hayvanları yürüyüşe çıkarmanız gerektiği ve bazen güneş göstermeniz gerektiğidir. Bunun için balkona salabilirsiniz fakat yanlız bırakmanızı tavsiye etmem yoksa biricik hayvanınız acımasız bir kargaya yem olabilir.
Bakım konusun da ise bazen kabuğunu tuzlu su ile fırçalamalısınız, suyunu temiz tutmalınız ki (bizim ki su kirli olunca girmiyor, aslında benim kaplumbağam normallerden biraz farklı hayvan sanırım nefesini tutamıyor çünkü derin sudan nefret ediyor onu derin akvaryuma atmıştım kafasını yukarda tutmak için kendini paralamıştı ki kaplumbağalar uzun süre nefesini tutabilir.) kabuğunun yumuşamamasına özen göstermeli ve gerekirse vitaminle desteklemelisiniz. Bazen rahatsızlanıp yanak kısmı şişebiliyor ki bu beni korkutmuştu onu da ilaç yardımıyla indirebiliyorsunuz. Bizimkinin şişik yanağını gören millet "aaa kaplumbağanın dişi apse yapmış" gibi iğrenç esprilerde bulunabiliyordu.

  Aslında kaplumbağalar evcilleşebilen hayvanlardır elinden yemek yiyebilir veya aslına bakarsanız bu konuda pek bi fikrim yok sadece bizimkinden deneyimle yemek yediklerini biliyorum ve saldığımızda sürekli aynı yere gittiğini :))

 Bilmiyorum ne kadar faydalı veya ne kadar güzel oldu ama bence kaplumbağalara ön yargılı yaklaşmayın. Ben ilk aldığımda babam biraz iğrenmişti pek dokunmak istememişti ama zamanla o da alışıp sevdi (bu taktiği hamsterda da uygulasam mı diye düşünüyorum :) ama annemden tırsıyorum açıkçası :( )ki siz de sevebilirsiniz. Onu da yapamıyorsanız en azından koruyun, her hayvanı koruyun. Unutmayın onlarda bir canlı.
 Dip not: biraz düzensiz yazmış olabilirim kusura bakmayın :)